INTRODUCTION: Rectal prolapse is still a disease that causes social problems with an unknown etiology. In our study, we aimed to compare the results of the presacral mesh application and perineal surgical procedures performed in our clinic and to determine the effectiveness of the methods.
METHODS: Between 2014 and 2020, perineal surgery was performed only in patients with rectal prolapse with high comorbidity, and presacral mesh without resection was applied to those with low comorbidity. In the preoperative and postoperative follow-up, the symptoms of the patients were standardized and compared according to Rome II and Boutsis Ellis criteria.
RESULTS: The results of 20 patients who underwent abdominal (n=15) and perineal procedures (n=5) due to rectal prolapse were retrospectively evaluated. There was a statistically significant difference between the two groups between age (p=0.041), American Society of Anesthesiology score (p=0.000), and type of anesthesia applied (p=0.016). In the abdominal group, the complaint of constipation was found to be statistically significantly different in the preoperative and postoperative evaluations (p=0.000). There was no significant difference in the perineal group (p=0.151). Incontinence complaints were significantly decreased postoperatively in the abdominal group (p= 0.000), while there was no significant difference in the number of patients whose symptoms continued in the perineal group despite the decrease in the stages of symptoms (p=0.07).
DISCUSSION AND CONCLUSION: Presacral mesh application alone is an effective minimally invasive method that can be applied with a low risk of complications in patients with rectal prolapse.
GİRİŞ ve AMAÇ: Rektal prolapsus hala etyolojisi belli olmayan sosyal problemlere sebep olan bir hastalıktır. Çalışmamızda kliniğimizde uyguladığımız presakral mesh uygulaması ve perineal cerrahi prosedürlerinin sonuçlarını karşılaştırıp yöntemlerin etkinliğini tesbit etmeyi hedefledik.
YÖNTEM ve GEREÇLER: 2014-2020 tarihleri arasında sadece rektal prolapsusu olan hastalarda komorbiditesi yüksek olanlara peri-neal cerrahi, komorbiditesi düşük olanlara ise rezeksiyonsuz presakral mesh uygulaması yapıldı. Ameliyat öncesi ve sonrası takiplerinde hastaların semptomları Roma II ve Boutsis Ellis kriterlerine göre standartize edilip karşılaştırıldı.
BULGULAR: Rektal prolapsus nedeniyle abdominal (n=15) ve perineal prosedür uygulanan (n=5) toplam 20 hastanın sonuçları retrospektif olarak değerlendirildi. İki grup arasında yaş (p=0,041), ASA (American Society of Anesthesiology) skoru (p=0,000), uygulanan anestezi tipi (p=0,016) arasında istatistiksel olarak anlamlı fark mevcuttu. Abdominal grupta kabızlık şikayeti ameliyat öncesi ve sonrası yapılan değerlendirmede istatistiksel olarak anlamlı farklı bulundu (p=0,000). Perineal grupta ise anlamlı fark saptanmadı (p=0,151). İnkontinans şikayeti ise abdominal grupta ameliyat sonrası istatistiksel olarak anlamlı ölçüde azalırken (p=0,000), perineal grupta semptomların evrelerinde azalma olmasına rağmen semptomu devam eden hasta sayısında anlamlı fark görülmedi (p=0,07).
TARTIŞMA ve SONUÇ: Sadece presakral mesh uygulaması rektal prolapsuslu hastalarda düşük komplikasyon riskiyle uygulanabilecek etkili bir minimal invaziv yöntemdir.