INTRODUCTION: Iron depletion and dopamine dysfunction are the best-recognized mechanisms in the pathophysiology of restless leg syndrome (RLS). A novel perspective has risen that inflammation plays a part; however, the evidences remain limited. We investigated the potential roles of systemic inflammatory markers in the disease.
METHODS: This cross-sectional study contains 70 patients and 50 healthy controls. We recorded the demographic data from patients’ filed archives. RLS was diagnosed by the International Classification of Sleep Disorders Diagnostic Criteria, The severity of disease was evaluated by the International RLS Study Group Rating Scale and patients were divided into four subgroups as “mild (1–10),” “moderate (11–20),” “severe (21–30)” and “very severe (31–40)” We obtained the blood samples from the medial cubital vein regarding an 8-h of fasting. Red cell distribution width (RDW), platelet-to-lymphocyte (PLR), neutrophil-to-lymphocyte (NLR), and C-reactive-protein-to-albumin (CAR) ratios were estimated and compared with controls.
RESULTS: We detected no difference in gender and age among the groups. The mean NLR was 3.42±2.2 in patients and 1.44±0.64 in controls (p=0.001), PLR was 200.54±180.67 in patients and 63.39±13.76 in controls (p=0.001), and RDW was 50.06±4.27 in patients and 45.43±4.28 in controls (p=0.001). All of them were are statistically higher in patients. RDW was predictive at 37.4 with a 85.7% sensitivity and 40.0% specificity. NLR was at 2.33 with a 58.57% sensitivity and 96%, PLR was predictive at 95.34 with a 65.71% sensitivity and 98% specificity.
DISCUSSION AND CONCLUSION: PLR, NLR, and RDW are statistically higher in patients, which supports the hypothesis that there is a relationship between peripheral inflammation and RLS. Moreover, PLR, NLR, and RDW may be used as biomarkers to predict the disease. Additional investigations are needed to understand the nature of the disease.
GİRİŞ ve AMAÇ: Huzursuz Bacak Sendromu (HBS) patofizyolojisinde demir eksikliği ve dopamin disfonksiyonu en iyi bilinen mekanizmalardır. Enflamasyonun rol oynadığına dair yeni bir bakış açısı ortaya çıkmasına rağmen kanıtlar sınırlıdır. Bu çalışmada, sistemik inflamatuar belirteçlerin hastalıktaki potansiyel rollerini araştırmayı hedefledik.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Bu kesitsel çalışma 70 hasta ve 50 sağlıklı kontrol içermektedir. Hastaların demografik verileri dosyalanmış arşivlerinden kaydedildi. HBS, Uluslararası Uyku Bozuklukları Tanı Kriterleri Sınıflandırması (ICSD-3) ile teşhis edildi ve şiddeti Uluslararası Huzursuz Bacak Sendromu Çalışma Grubu Derecelendirme Ölçeği (IRLSSG) ile değerlendirildi. Hastalar "hafif (1-10)", "orta (11-20)", "şiddetli (21-30)" ve "çok şiddetli (31-40)" olmak üzere dört alt gruba ayrıldı. 8 saatlik açlığı takiben medial kübital venden kan örnekleri alındı. Kırmızı hücre dağılım genişliği (RDW), trombosit-lenfosit (PLR), nötrofil-lenfosit (NLR) ve C-reaktif-protein-albümin (CAR) oranları hesaplandı ve kontrol grubu verileri ile karşılaştırıldı.
BULGULAR: Gruplar arasında cinsiyet ve yaş açısından fark tespit edilmedi. Hastalarda ortalama NLR 3.42±2.2 ve kontrollerde 1.44±0.64 (p=0.001), PLR hastalarda 200.54±180.67 ve kontrollerde 63.39±13.76 (p=0.001) ve RDW hastalarda 50.06±4.27 ve kontrol grubunda 45.43±4.28 saptandı (p=0.001). Tüm belirteçler hasta grubunda istatistiksel olarak daha yüksekti. RDW, %85.7 duyarlılık ve %40.0 özgüllük ile 37.4'te öngörücüydü. NLR %58.57 duyarlılık ve %96 ile 2.33'te, PLR %65.71 duyarlılık ve %98 özgüllük ile 95.34'te öngörücüydü.
TARTIŞMA ve SONUÇ: PLR, NLR ve RDW'nin hastalarda istatistiksel olarak daha yüksek olması, periferik inflamasyon ile HBS arasında bir ilişki olduğu hipotezini desteklemektedir. Ayrıca, PLR, NLR ve RDW, hastalığı öngörmek için biyobelirteçler olarak kullanılabilir. Hastalığın doğasını anlamak için ek araştırmalara ihtiyaç vardır.